5 Mayıs 2017 Cuma

ROMA


                                                                             
Gezme tutkusuna insan birkez yakalanmaya görsün. Rahat bırakmıyor insanı. Hep kanını kaynatıyor ;)
İtalya uzun zamandır merak ettiğimiz gezip görmek istediğimiz bir ülkeydi.Eşimle düşündük taşındık çocuklarla bir İtalya seyahati yapalım dedik. Tabi 2 çocukla ilk kez bu kadar uzun süreli bir tatil olayı açıkçası 2 mizi de biraz endişelendirdi. Ama çocuklarında farklı bir ülkeleri  ve kültürleri görmelerini istiyorduk.
Önce acentayla mı gitsek yoksa bireysel mi program yapıp gitsek diye düşündük. Orta Avrupa Turuna bir acentayla gitmiştik. Transfer konusunda rahatlık sağlaması bir avantajdı. Ama biz ailecek bireysel bir program yapıp o şekilde turumuzu yapmaya karar verdik. Tabi bu program ciddi emek ve zaman gerektiriyordu. Öncelikle bu konuda bize yardımcı olabilecek en doğru kapıyı çaldım. Eski arkadaşım Murat Yazıcı üniversitede Erasmusla Milano'ya gitmiş ve uzun zaman orada kalmıştı. Kendisinden bilgi aldıktan sonra kafamızda programın taslağını oluşturduk.
Seyahat rotamız İstanbul'dan Roma, Roma'dan Napoli'deki Pompei, Pompei'den Floransa, Floransa'dan Pisa, ordan Milano ve Milano'dan tekrar İstanbul şeklinde planladık. Önce uçak biletlerini aldık. Sonra booking.com dan otel ve şehirler arası transferimiz için tren biletlerini aldık. Şimdi bir cümlede yazılan bu işlem için 2 hafta kadar yoğun mesai harcadık. İtalya'da raylı sistem çok gelişmiş. Birçok yere hızlı trenlerle çok kısa sürede ulaşabiliyorsunuz.
Biz tüm hazırlıklarımızı yaptıktan sonra eylülde Sabiha Gökçen'den Roma Fiumicino Havalimanına geldik. Havalimanından Roma merkeze birkaç farklı şekilde ulaşabiliyorsunuz. Hızlı tren en hızlı ve kolay ulaşım yolu ama biz daha ekonomik olan otobüsle Roma merkeze gitmeyi tercih ettik.





Roma'ya geldiğimizde ilk olarak Roma Pass kart aldık. Roma passcart farklı zaman süreleri için seçebiliyorsunuz. Biz 3 günlük olanı tercih etmiştik. Sizi toplu taşımalarda ayrıca bilet almaktan kurtarıyor ve 2 müzeye de ücretsiz giriş imkanı sağlıyor. İçinden ayrıca şehir haritası da çıkıyor.
İtalya için kalacak yer seçimimde booking.com dan yaptığımı yazmıştım. Spanish Steps Roma için biz 3 gün misafir edecek oteldi. Aslında buraya otel demekten ziyade apart daire demek uygun. Kendi evimizin konforunu neredeyse birebir yaşadık. Spanish Steps in Roma içinde birkaç farklı yerde daireleri var. Ben tTevi Çeşmesi yanında olanı tercih ettim.  Daire ile meşhur Trevi Çeşmesi arası mesafe 20-30 metre civarı. İçinde mutfağı, bulaşık makinası, çamaşır makinası, ütü bile vardı. Üstelik heryere de yürüme mesafesindeydi. Roma seyahati yapacak olan herkese kesinlikle tavsiye ederim. Zaten Roma'ya gelirken yiyecek birşeyler getirmiştim. Mutfağında rahatlıkla kahvaltımız da yaptık , yemeklerimizi de yedik. Apartta asma bir kat yapmışlar. Üst katta ayrı, alt katta resimdeki gördüğünüz kaplan resminin arkasında da ayrı bir yatak odası ve ebeveyn banyosu mevcuttu. Dairemize yerleştikten sonra artık Roma'yı gezmeye başlayabilirdik. İlk durağımız Trevi Çeşmesi idi.





                                                                                   




TREVİ ÇEŞMESİ(AŞK ÇEŞMESİ)

Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi) Roma'nın en ünlü yerlerinden biridir. Papa XII. Clement tarafından yaptırılmıştır. Yapımına 1732 yılında başlanmış ve 30 yıla yakın zamanda tamamlanmıştır. Trevi Çeşmesinin en önemli özelliklerinden biri bozuk para atıp dilek dilemektir. Bizde paralarımızı atıp dileklerimizi diledik. Kaldığımız daire çeşmenin neredeyse dibinde olduğu için hem gece, hem gündüz görme imkanımız oldu. Ve günün hangi saatinde olursa olsun her daim çok kalabalıktı.
   Trevi Çeşmesine metro ile Barberini durağından inip 5 dakika yürümeniz yeterli.







İSPANYOL MERDİVENLERİ (PİAZZA Dİ SPAGNA)

Trevi Çeşmesine yürüme mesafesinde ve Roma'nın en meşhur yerlerinden biri. Ama bizim şanssızlığımıza biz  gittiğimizde bakımdaydı ve kapalıydı. Merdivenlerin en tepesi Trinitia dei Monti Kilisesine çıkıyor. 135 basamaktan oluşuyor. Merdivenlere çıkamadık ama kısmetse 2017 haziranda tekrar gittiğimizde bu sefer çıkmak nasip olur ;) Meydan adını orada bulunan İspanyol Elçiliği'nden alıyor. Merdivenlerin hemen altında kayık şeklinde yapılmış, Roma'nın ünlü çeşmelerinden biri olan Fontana Della Barcaccia yer alıyor.  İspanyol merdivenlerine metro ile gelmek istersniz Spagna durağında inmeniz yeterli.


                                                                     


Şehrin en önemli alışveriş caddesi olan Via Condotti resimde tam arkamda kalan sokakta yer alıyor.


Fontana Della Barcaccia Çeşmesi


KOLEZYUM (COLOSSEUM)

Roma'nın en meşhur yapılarından biri olan Kolezyum gerçekten çok büyüleyici bir yer. Burayı rahatça gezmek istiyorsanız sabah erken bir vakitte gelmeniz lazım. Biz erken gelmiş olmamıza rağmen kuyruğu görünce şaşırmıştık. Roma Passcart olanlar ayrı bir alandan alınıyor ki diğer kuyruğu görünce kendinizi ayrıcalıklı hissediyorsunuz :) 
Aşağıdaki resim bir fikir edinmenizi sağlar diyeceğim ama kadraja girmeyen kısmın, bu kuyruğun yaklaşık 2 katı olduğunu da belirtince kafanızda daha net bir fikir oluşur :)
Kolezyum  MS yılında İmparator Vespasian tarafından yaptırılmıştır. 55.000 kişilik bir amfi tiyatro şeklindedir. Dünyanın en büyük amfi tiyatrosudur.Filmlerde izlediğimiz meşhur gladyatör dövüşlerinin yapıldığı yerdir. Burada çok kanlı gladyatör dövüşlerinin yapıldığı bilinmektedir. Burada gladyatör dövüşlerinin yanı sıra, hayvan dövüşlerini, idamlar ve tiyatro oyunları da yapılmaktaydı.
Buraya metro ile ulaşmak isteyenler "Colesseo" durağında inmeleri yeterli.

















ZAFER TAKI

Eski Roma'da zafer kazanan imparatorlar ve komutanlar için yapılan bir yada 3 gözlü geçitlere"Tak" deniyor.



                                                       


                                                               ROMA FORUM

Roma'nın antik döneminde şehir merkeziydi. Ticaret, hukuk, siyaset merkeziydi. Davalar buralarda görülürdü. Alana girdiğinizde sizi heryerde tarihi yapılar karşılıyor. Ben biraz ülkemizdeki Efes Antik şehrine benzettim gezerken. İçinde birçok tapınak, bazilika ve kemerler var. O taş yapılar Roma tarihinin en öenli birer şahidi aslında. Gözlerimi kapatıp, o atmosferde, o dönemde yaşadığımı hayal etmek çok büyüleyici bir histi. Şuan bunları yazarken bile o anki duygularım canlandı.







               





                                                             Titus Zafer Takı 
     
                         
                                                             
                                                   VİTTORİO EMANUELE II ABİDESİ

Roma'nın ünlü anıtlarından biri. Venedik Meydanında bulunuyor. Biz Kolezyumdan sonra Roma Forum'a yürüdük. Anıt zaten Roma Forum'a çok yakın. Roma Forum'dan sonra buraya yürüyerek çok rahat ve kısa sürede geldik.
 Burası 135*75 metre ebatında bi yapı. Ne denli doğru bilmiyorum ama söylentilere göre Roma'lılar bu anıtı pek sevmiyorlarmış. Çünkü şehrin tarihi dokusuyla uyumlu olmadığın düşünüyorlarmış. Anıt kral Vittorio Emanuelle'yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arası yapılmış.
Görevliler merdivenlerde oturtmuyor. Şöyle bir oturmaya eğilimlenir gibi olsanız görevli yanınızda bitiveriyor.





                                                                                       


Vittorio Emanuelle II. Anıtından sağ karşıya geçtiğinizde ufak pizzacılar var. Bizde yorgunluk ve açlığımızı gidermek için birine girdik ve pizzalarımızı aldık. Roma'da genellikle restoran içinde  yemek yemek için ekstra para ödüyorsunuz. Onun için dışarıda ellerindeki pizzalarını atıştıran çok sayıda İatalyan görmek mümkün. Bizde pizzalarımızı aldıktan sonra merdivenlerde oturup hem dinlenip hem de pizzalarımızı afiyetle yedik.

                                       Pizzalarımızı yediğimiz yerden manzaramız :)
               









                                                                      PANTHEON

Pantheon Roma'nın en meşhur tapınaklarından biri.  Navona Meydanına çok yakın. Çok ihtişamlı bir yapı ve neredeyse çok az hasar görmüş. Orjinalliğinin büyük kısmını bugünlere taşımış. Yapı başta Pagan Roma tanrılarına adanarak yapılmış. Şuansa içinde meşhur kimselerin mezarlarının bulunduğu bir yapı.



Tapınağın tepesinde kocaman bir delik var. Bu delikle ilgili birçok rivayet var. İçi de çok ihtişamlı.
Giriş ücretsiz ve Roma'ya gelip, görülmeden gidilmemesi gereken yapılardan biri.






                                                         
                                                                   PİAZZA NOVANO

Pantheon'a çok yakın bir meydan. Şehrin merkezi diyebiliriz. Gördüğünüz anda etkileniyorsunuz. Barok mimariyse yapılmış. Gece ve gündüz hep dolu.. Sokak müzisyenleri, ressamları , satıcıları ve kafeleriyle ile çok hareketli. MS 1. yy da bir stadyum olarak yapılmış olsa da zaman içinde yıkılarak ve yeniden revize edilerek bugünkü halini almış. Meydanda 3 çeşme yer alıyor. Bunlardan en meşhuru Dört Nehir Çeşmesi, Bernini tarafından yapılmış. İsmi 4 kıtanın, 4 tanrısından geliyor. Çeşmelerin etrafında sürekli turistler vardır ve yanlız resim çektirmeniz neredeyse imkansızdır. Ben burda yere oturdum, Gözlerimi kapattım ve çeşmelerden akan suyun sesini, sokak müzisyenlerinden gelen müziği dinledim. İnanılmaz bir atmosfer vardı. Gerçekten büyüleyiciydi.
Burayı da Roma ziyeretinizde gezilecek yerler arasına not almayı unutmayın ;)


 




                                                                                                                          AYŞEGÜL AYAT


                                                                                 

13 Aralık 2015 Pazar

PRAG

Prag Çek Cumhuriyeti'nin başkenti. Aynı zamanda ülkenin en büyük şehri. Prag'a aşk ve özgürlükler şehri denebilir. Bu zamana kadar en iyi korunmuş şehirlerden biri. 2. Dünya savaşı zamanında hiç hasar görmemiş. Bir rivayete göre Hit'ler bu şehri görünce çok beğenmiş, kıyamamış ve hiç zarar vermemiş. Rehberimizde şehrin hiç savaşmadan teslim olduğu için zarar görmediğini söyledi.

PARA:

Prag’da geçerli para birimi Çek Kronu.
1 Euro= 27 Kron yaklaşık.

Prag’da döviz bozdurma sırasında dolandırıcılık çok yaygın.  Hem gitmeden önce yaptığım araştırmalarda edindiğim bu konudaki bilgiler, hem de rehberimizin yolda detaylı uyarısı ile grubumuzdaki misafirler rehberimizin yönledindirdiği döviz bürolarına gittiler. Bizse çok uzun araştırmalardan sonra İstanbul'dan aldığımız kronlarla gittik. Çokta rahat ettik. ;)  Yanlız dönüşte üzerinizde kron kalırsa orda harcamadan gelmeyin. Çünkü Türkiye'de bozdururken oldukça zarar edildiğini öğrendik. Biz zaten son bozukluğa kadar harcadık ;)


PRAG’DA ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Prag bir tabanvay şehri. :) Her yer yürüme mesafesinde. Ayrıca çok iyi bir tramvay, metro ağı ve otobüs hatları bulunuyor. Bilet fiyatları ise şu şekilde:
Yarım saatlik toplu taşıma bileti: 24 Çek Korunası
Bir buçuk saat yetişkin toplu taşıma bilet: 32 Çek Korunası
1 gün (24 saat) geçerli yetişkin bilet ücreti: 110 Çek Korunası
3 gün (72 saat) geçerli yetişkin bilet ücreti: 310 Çek Korunası
Biz önemli yerler yakın olduğu için heryere yürüyerek gittik. Çokta keyif aldık. Yoruldukça meydandaki Starbucks da hem kahvemizi içti, hemde internette biraz gezindik.




PRAG'DA GEZİLECEK YERLER:
Küçük bir şehir olduğu için her yere yürüyerek gidiliyor.

1) ESKİ KENT MEYDANI:
En önemli yerlerden biri Eski Kent Meydanı. Meydanda restaurantlar ve cafeler var. Oldukça keyifli bir yer. Gelen turistlerin olmazsa olmaz uğrak yeri. Çok kalabalık. Yankesiciler konusunda dikkat etmek lazım kalabalıkta.
Astronomik Saat ve Eski Belediye Sarayı, Tyn Kilisesi, Aziz Niklaus Kilisesi, Kinsky Sarayı ve Jan Hus Anıtı bu meydan ve çevresinde yer alan en önemli yapılar.





2) ASTRONOMİK SAAT:
Old Town Meydanında yer alan Astronomik saat , Prag'a gelenlerin görmeden gitmedikleri bir eser.
Bu saatin bir de hikayesi de var. 15. yüzyılda bu  saati Hanus yapmış. Herkes saati çok beğenmiş. Hanus'ta saati nasıl yaptığını kimseye söylememiş. Fakat yönetim Hanus'un bu saatin aynısından başka bir yerde yapabileceğinden korkarak, Hanus'un gözlerini kör etmişler. Hanus bu olaydan sonra saate ciddi zarar vermiş. Saat tamir edilmeye çalışıldıysa da uzun vade de bunu kimse başaramamış. Saat tamirlerden sonra tekrar bozulmuş.
Saatin etrafında 4 kukla var. Bu kuklalar insanların neler yapmamaları gerektiğini ifade ediyor. Bu kuklalar, kendini beğenmiş, cimri, yaşama karşı isteksiz ve sefahate düşkün olmayın der.







3) PRAG KALESİ:
Dünyadaki en eski kalelerden biri. Kale içerisinde yer alan, Aziz Vitus Katedrali, Eski Kraliyet Sarayı, Prag Altın Yol, Aziz George Bazilikası, Aziz George Manastırı, Prag Kalesi Resim Galerisi ve Kraliyet Bahçeleri görülmesi gereken yerler. Biz kaleye hayran kaldık.






















4) AZİZ VİTÜS KATEDRALİ :










5) KARL KÖPRÜSÜ:

























YEMEK:
Bizim bildiğimiz çok özel bir yemek yok Prag'a ait.. Genelde domuz eti tarzı yemekler var. Tabi biz tercih etmiyoruz. Prag'da Türk bir ocakbaşı restaurant bulduk. Türkiye'deki yemekleri Prag'da hiç özlemedik desem doğrudur.





Bu resimdeki bir çeşit tatlı. Bildiğimiz hamurun kokoreç gibi sarılıp pişirilmesiyle yapılıyor. Üzerine de şeker dökülerek servis ediliyor. Biz denedik. Güzeldi. Ama bol kalorili olduğunu düşününce tatmak yeterli. Abartmaya gerek yok :)








PRAG'DA DİLENCİLER:
Türkiye'de olduğu gibi Prag'da da her sokak başında dilenci görmek mümkün. Yanlız bunların dilenme şekli resimdeki gibi. Türkiye'deki klasik dilencilikten biraz farklı ve sessizler.